30 Temmuz 2010 Cuma

Merdan Yanardağ'a Yanıt:

Mevcut Düzene Utangaç Bir "Hayır"

TKP'ye ait soL adlı internet portalında Merdan Yanardağ imzalı bir yazı yayımlandı: "Boykot politikası AKP'ye utangaç bir 'evet' demektir!" diyor yazı.

Yazının çarpıtmaları daha üçüncü cümlesinde başlıyor: Öncelikle "hayır" oyu verenlerin esas olarak devrimci sosyalist kişi, çevre, grup, örgüt ve partilerden oluştuğu söyleniyordu. Yanardağ devrimciliğin tanımını yeniden yapmaya soyunuyor anlaşılan.

Tabii hayır oyu verenlerin aslında CHP ve MHP ile işbirliği yapmakta olduğu gerçeği, "bu tür kaygılara bakmadan işçilerin çıkarı neredeyse onun peşinden gitmek gerekir" diye savunuluyordu. Ama AKP'ye bu cepheden vurulacak darbenin aslında kimin işine yarayacağından hiç bahsedilmiyordu. CHP ve MHP kimsenin gözünün yaşına bakmadan bu zaferin üzerine yatacaklar, TKP AKP'nin yenilmiş olmasına çok mutlu olacaktı.

Oy vermek bir şeyleri değiştirecek olsaydı...




“Oy vermek bir şeyleri değiştirecek
olsaydı zaten yasaklanmış olurdu.”

Emma Goldman



Referandum süreci son kulvarına giriyor, bu kulvarda AKP-CHP-MHP siyasetçilerinin son kozlarını oynadığını göreceğiz. Anayasa sürecinin öne çıkan iki köşe taşı vardı, birincisi AKP tarafından yeniden düzenlenmek istenen yargı denetimi ile ilgili kısım, ikincisi ise Kürt sorununun çözümü için Anayasada yapılacak değişiklikler. AKP nin sözüm ona “demokratik açılım” sürecinde çuvallamasıyla, Kürt sorununun çözümü için Anayasada yapılacak değişiklikler rafa kalkmış oldu. BDP sürecin hiçbir anında muhatap alınmadı.

25 Temmuz 2010 Pazar

Liberallere Evet Dedirtmenin Yedi Yolu

Bizim liberaller anayasaya evet demeye karar verdiler de düpedüz söylemeyi kendilerine yediremiyorlar. Biri “Yetmez ama Evet,” diyor, diğeri “AKP’ye Hayır, Referanduma Evet” diyor. Daha önce de aynı kafa Havet diye bir kelime armağan etmişti dil çöplüğümüze.


Velhasıl evet diyebilmek için dilbilgisinin ve mantığın sınırlarını zorluyorlar, oysa öğrenmeleri gereken basit bir mantık kuralı var: Ama, Evet’i değillemez. Başına bin tane de Ama koysan Evet yine Evet’tir

 Baktık ki 12 Eylül anayasasının yeni bir versiyonunu koşa koşa evetlemeye gidecekler, politik namusu kurtarmalarının imkanı yok, bari zevahiri kurtarsınlar diye onlara bir dizi gerekçe bulduk. Zevahiri Kurtarma Timi’miz ZEKUT, liberallerin hizmetinde!

Aleviyim, Neden Boykot Ediyorum?

Jandarmayla göğüs göğüse itişiyorduk, Yıldız Dağı'na karşı, Pir Sultan Abdal Şenliklerinde. Daha dün Madımak'ın önünde bizi katillerle başbaşa bırakıp gidenler, sözde bizim güvenliğimiz icin yeri göğü jandarmaya kestirmişti Banaz'da. Başımızda dursun diye bizle gelen dedem, kargaşa yatışıp da bizi bulunca, çekti fırçayı gücünün yettiğine "Ya hu Pir Sultan senin benim gibi bir adammış, kerameti yokmuş, sanki evliya mı da ayak bastırmıyorsunuz toprağına?"

Doğru ya, doğru.

Referandumu Neden Boykot Ediyoruz?

Boykot neden yapılır? Köşemizde sessiz sakin bekleyip, bir oy pusulasına evet-hayır diyerek makbul vatandaş olmak varken, neden böyle işlere girişiyoruz?


Kimisi boykot etmenin saçmalık, hayalperestlik, pasiflik ya da siyasetsizlik olduğunu söylüyor. Bazıları boykot edenleri ordunun yanında saf tutmakla, Kemalist olmakla suçluyor. Oysa boykot halkların mücadele tarihi boyunca önemli bir araç olmuştur. Tıpkı bir referanduma evet ya da hayır demenin kendi başına ilerici ya da gerici olmaması gibi, boykot da bazı durumlarda gereksiz, bazı durumlarda gerici, bazı durumlarda ilerici ve devrimci bir eylem biçimi olabilir.

Öyleyse boykotu yerli yerine oturtmak için bu anayasa değişikliği sürecinin nasıl geliştiğine, kimin ihtiyaçlarına yanıt verdiğine bakmak gerekir.