30 Temmuz 2010 Cuma

Merdan Yanardağ'a Yanıt:

Mevcut Düzene Utangaç Bir "Hayır"

TKP'ye ait soL adlı internet portalında Merdan Yanardağ imzalı bir yazı yayımlandı: "Boykot politikası AKP'ye utangaç bir 'evet' demektir!" diyor yazı.

Yazının çarpıtmaları daha üçüncü cümlesinde başlıyor: Öncelikle "hayır" oyu verenlerin esas olarak devrimci sosyalist kişi, çevre, grup, örgüt ve partilerden oluştuğu söyleniyordu. Yanardağ devrimciliğin tanımını yeniden yapmaya soyunuyor anlaşılan.

Tabii hayır oyu verenlerin aslında CHP ve MHP ile işbirliği yapmakta olduğu gerçeği, "bu tür kaygılara bakmadan işçilerin çıkarı neredeyse onun peşinden gitmek gerekir" diye savunuluyordu. Ama AKP'ye bu cepheden vurulacak darbenin aslında kimin işine yarayacağından hiç bahsedilmiyordu. CHP ve MHP kimsenin gözünün yaşına bakmadan bu zaferin üzerine yatacaklar, TKP AKP'nin yenilmiş olmasına çok mutlu olacaktı.

Yanardağ insanların neden boykot diyeceğine ilişkin akıl yürütürken, boykotu devrimci bir alternatif olarak benimseyenlere şöyle diyor:


Çünkü, iki seçeneği de reddettiğiniz takdirde kitlelere daha büyük, gerçekleşebilir ve onları harekete geçirecek devrimci bir seçenek sunmak, dahası bu seçenek için etkili bir mücadeleyi örgütlemek gereklidir. Daha çok ulusal ölçekte yaşanan devrimci bir durum/kriz ortamında izlenecek politik bir taktik olan boykot, kitlelerin devrimci bir kalkışma içinde olmadıkları koşullarda ise egemen olan güce, iktidara hizmet etmekten başka bir sonuç yaratmaz. (Lenin'in 1907 Duma seçimlerinin Bolşevikler tarafından boykot edilmesi konusunda yaptığı özeleştiri hatırlanmalıdır.)

Öncelikle Lenin söz konusu olduğunda Merdan Yanardağ'ın da hatırlaması gereken pek çok başka şeyler vardır: Lenin'in illegal örgütlenme teorisi, Lenin'in bir düzenin parlamenter seçimler yoluyla değişmeyeceğine ilişkin tespitleri, ve "silahlanmayan ve silahı kullanmasını öğrenmeyen bir işçi sınıfı yenilmeye mahkumdur" sözü Yanardağ'ın bağlı bulunduğu hareketin yüzyıllar önce unuttuğu bir takım değerlerdir.

İkinci olarak 1906 Rusya'sındaki parlamento seçimlerinin boykot edilmeyişi ile 2010 Türkiyesindeki bir anayasa referandumu arasındaki benzerlikleri zorlayarak, doğru Leninist taktiğin bu olduğunu söylemek şablonculuktur.

Yanardağ Türkiye'de egemen olan gücü sadece AKP sanıyor. Referandumda hayır denilince ona destek verilmemiş olacak. Peki TKP hayır diyerek AKP'ye 'vuracağı' darbe sonrasında o boşluğu neyle dolduracakmış? Açık mektup yazdıkları Kılıçdaroğlu'yla mı? Öyle ya, madem boykot yapabilmek için daha büyük ve gerçekleşebilir bir alternatif sunmak gerekiyor, hayır için niye gerekmiyor bu alternatif?

Boykota yönelik şabloncu bakışın sonu budur. Rusya parlamentosu seçimleri temsil yetkisi olan bir organa devrimcilerin erişmesini sağladığı için boykot edilmedi ve Bolşevikler seçildikten sonra burada varlık gösterdiler, devrimi savundular.

Peki bu referanduma hayır ya da evet demek kime nasıl bir temsil gücü veriyor? Referandumun kabul edilmesi ya da reddedilmesiyle kime temsil hakkı doğuyor?

Yanardağ kendi kendine standartlar belirleyip, boykot için çoğunluk en az %50 olmalı gibi sözler ediyor. Boykot'un neden anlamlı olmayacağını kanıtlamak için 12 Eylül anayasasında buna ilişkin bir düzenleme olmadığını söylüyor.

İşte size burjuva düzeninin sınırları içinde düşünmenin, onun içinde yasallık, meşruluk aramanın bir örneği. Hani sol partiler asıl olarak "emekçilerin ve ezilenlerin çıkarları ile tarihsel bakımdan devrimci ihtiyaçlar ve gerekçeler üzerinden hareket eder"di? Yanardağ adeta kendisi savlayıp kendisi çürütüyor. Bize yapacak iş kalmıyor.

Bu anlayış, solun mevcudu bugün az diye demokrasiyi AKP'den bekleyenlerin kopyasıdır. Düzeni tam anlamıyla reddedememenin, düzene utangaçça "hayır" demenin, sol güçsüz olduğu için iddiasızlaşmanın, sosyalizmin koşulları henüz oluşmadığı için bu düzenle idare etmek gerektiğinin politikasıdır.

Boykot ediyoruz, çünkü bu referanduma katılarak egemen sınıfların çektiği filmde figüran olmayı reddediyoruz.

Boykot ediyoruz çünkü bizler devrimcileriz ve bu düzenin hiçbir alternatif sunamayacağının gösterilmesi, koşullar ne olursa olsun, devrimcilerin görevidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder