16 Ağustos 2010 Pazartesi

Demokratik Hak Kullanılacak! Kullaann!!

Valiler, jandarma komutanları, emniyet müdürleri ve içişleri bakanı toplantı yapıyor. Yer Diyarbakır. Konuşulanlara bakılırsa, gerekirse zorla demokrasi getirmeye hazırlanıyorlar.

İçişleri bakanı diyor ki: “Halk oylaması ortamını sabote etmek isteyen veya vatandaşlara baskı kurmak isteyenlere dönüp de çok acımasızca müsamahasızca davranılacaktır.”

Sonra da ekliyor: “Boykot vesaire gibi şeyler ortalıkta konuşuluyor. Bizim isteğimiz şu, vatandaş sandığa gitsin kendi hür iradesiyle tercihini yapsın. Vatandaşın bu demokratik hakkını kullanması önünde hiç kimse engel olamaz. Biz buna müsaade etmeyiz.”
Tarantino filmi değil, demokratikleştirme timi.


Bakanın isteğiymiş. Bir yanında emniyet müdürü, bir yanında Jandarma komutanı, istek yapıyor Bakan. Oysa bunun adı tehdittir.

Görüyorsunuz, demokrasi getirirken de silahtan tehditten baskıdan yıldırmadan vazgeçmiyorlar. Acımasızlık, müsamahasızlık, şiddet ve baskı: Demokrasinin olmazsa olmazları. Besbelli ki çok seviyor, çok önemsiyorlar demokrasiyi…

Zira aynı günlerde işçi Türkan Albayrak’ın direniş çadırına 40 tane polis ve zabıta geliyor ve çadırı demokratikleştiriyorlar. Eğer referanduma boykot derseniz, sizi de demokratikleştirecekler.

Bu manzara, referandum sonrası AKP’ye ilişkin de bir fikir vermektedir. Halka yönelik düşük yoğunluklu bir savaştır bu: Referandum sandığına git, demokratik hakkını kullan. Yoksa… Yoksa?

Demokrasi getireceklerin "müsamahasızlığı", Egemen Bağış'ın hayır diyenlere yönelik tavrında bile açık: "Referandumda hayır diyenin aklından zoru vardır" diyor hazret.

Zaten bin bir zahmetle suratlarına taktıkları gülümseyen demokrasi maskesinin ardında, sinirden seğiren histerik gözlerini görüyoruz. Böyle insanlarla aynı odada kalmak bile tehlikeliyken, bir de devlet yönetiyorlar.

Polis koruması ve jandarma istihbaratı altında, İçişleri Bakanı emriyle demokrasi değil faşizm gelir. Polisin görevidir: düzeni ve ona ait olan şeyleri korur. Referandum sandığı işte bu düzenin devamını sağlamak için kurulacak dekor parçasıdır.

Ama biz emirlere itaatsizlik edeceğiz. Emirlere itaat ettiğini gizlemek için çırpınanları da  dinlemeyeceğiz. O demokrasi maskesinin seğiren gözünde boykot yumruğumuz çiçek açtıracak: Mor sümbül!

6 yorum:

  1. fikrimizi beyan etsek daha iyi degil mi? pasif kalmak yerine?

    YanıtlaSil
  2. Merhaba,

    Bizim fikrimiz boykottur.
    Tersinden soralım: Bizi pasifçe evet ve hayır demeye iten iktidarın karşısına, kendi alternatifimizle çıksak?

    Bunun için örgütlensek, kendi anayasamızı hazırlasak ve eyleme geçsek?

    Şu anda boykot eden siyasetlerden ikisi böyle yapıyor örneğin.

    Boykotun pasiflik olduğunu reddediyoruz. Asıl pasiflik, bu yazıda da görüldüğü üzere, kuzu kuzu gidip evet-hayır demektir.

    Kolaylıklar.

    YanıtlaSil
  3. Boykot dolaylı olarak evet demektir. Ve hayır esas olarak anayasa değişikliğine değil iktidara hayır demektir. Eğer siz bu bu gidişattan memnunsanız evet diyebilir yada boykot edebilirsiniz. Ama boykot ederseniz itaatsiz olmayacaksınız, tatilde oy kullanmak için bi tarafını kaldırmayan meleket meselelerine duyarsız tiplerden olacaksınız çünkü kimse size neden boykot diye sormayacak.

    YanıtlaSil
  4. referendumun içeriği adına en ufak bir yorum yok. söylenenler sadece varsayımlar üzerine ve yapılanlar belli başlı olayların açıklanmamış, yarım bırakılarak kıyısından yürünülmüş halleriyle bir şeyler anlatılmaya çalışılınıyor.

    YanıtlaSil
  5. Boykot dolaysız olarak düzene hayır demektir.
    Sizin argümanınızın iler tutar yanı yok; demek ki CHP ve MHP de memnun değilmiş bu "iktidardan". Onlarla saf tutarak eylemci, memleket meselesini önemseyen insanlar olunuyormuş.

    Tatil argümanı bildiğimiz pasifizm argümanı. Ben de diyebilirim ki, siz de polisten yani düzenden korkuyorsunuz, çünkü boykot diye meydanlara çıksanız size "en müsamahasız ve acımasız bir şekilde" davranacaklar. Siz de bu anti-demokratik yaklaşıma karşı çıkacağınıza, boykotçuları evet demekle suçluyorsunuz.

    O yüzden mi polis tehdidi yöneliyor bize? O yüzden mi siz polis korumasında oy kullanacaksınız?

    Memleketin meselesi açlık, yoksulluk, işsizlik, işkence ve ulusal, cinsel kimlikleri özgürce ifadedir. Bir sandıkta 30 sn. oy kullanmakla memleket meselesi çözülmez, ama iktidar bunun böyle olabileceği izlenimini yaratır.

    Buyrun, boykot eden siyasetler her yerde memleket meselelerini çözmek için eylemler yapıyor. İşçi Türkan Albayrak direniyor. Siz de eyleme gelin, sandığa yaklaşık 30 saniyede atılacak bir oy değil, sürekli eylemle birlikte çözelim sorunları.

    YanıtlaSil
  6. Bu site ve medyadaboykot.blogspot.com adlı sitemiz, referandumun içeriğine dair yazılar barındırmakta. Dilerseniz onları da okuyabilirsiniz.

    YanıtlaSil